Cumartesi, Aralık 13, 2025

Olmadı...

Yazmayalı 1 aydan fazla olmuş.

Bu sürede çok şey değişti. Aynı anda hem antidepresan kullanmaya hem de haftalık psikoterapi almaya başladım. Haftada 3 gün gittiğim reformer pilatesi bıraktım. Endoskopi - kolonoskopi oldum. Düştüm ve dizimi sakatladım. Köpeğimizi yeniden sahiplendirilmesi için bir arkadaşımıza bıraktık.

Olmadı. Biz beceremedik köpekli hayata uyum sağlamayı. Hepimiz haftanın beş günü okulda olduğumuz için Latte evde uzun saatler yalnız kaldı; duvar köşelerini, mobilya ayaklarını, sineklikleri, terliklerimizi çiğnedi, kemirdi. Üç kez kendi yatağını parçaladı; defalarca kez çişini evin içine özellikle de mutfağa yaptı. En son sabahın yedisinde beni kayalık alanda sürükleyip düşürdü. Dizim sakatlandı. Benim düşmem Evrim için bardağı taşıran son damla oldu maalesef Latte'yi götürüp bahçeli evde yaşayan bir arkadaşımıza bıraktı. Arya her gün uğrayıp seviyor, mama götürüyor, oynuyor. Keyfinin yerinde olduğunu söylüyor.

Son yazımda tükenmiş bir haldeydim. Günlerce salondaki koltukta yatıp kalktım. Ayaklarımı sürüyerek içimden dışımdan lanet okuyarak gidip geldim okula. Sonra doktora gittim. Doktor major depresyon teşhisi koydu, ilaç yazdı üstüne de bu yetmez bir de psikoterapiye yönlendiriyorum sizi dedi. Bir hafta sonra ilk seansa gittim.

Psikoterapist güler yüzlü, genç, tatlı bir kadın. Beni dinledi, sorular sordu, açıklamalar yaptı. Seans sonunda ödev de verdi. Kendimi, asla kıramayacağım bir döngünün içinde sıkışmış gibi hissediyordum ve gücüm kalmamıştı. Konuşup anlatmak iyi geldi. Kendi kendimi köşeye sıkıştırdığımı, her şeyi aynı anda dört dörtlük yapmaya çalıştığımı, yapamayınca da iyice dibe gittiğimi fark ettim.

Ödevim, yapmaya çalıştığım şeyleri azaltmak, yapamadıklarım için delirmemekti. Önce haftanın 4 günü benim, 3 günü Evrim'in olmak üzere yemek sorumluluğunu paylaştık. Üç gün de olsa akşama ne yiyeceğiz diye düşünmek zorunda olmamak o kadar büyük bir rahatlıkmış ki... Sonra temizlik, çamaşır gibi diğer işleri arka arkaya dizip bitene dek durmadan koşturmaktan vazgeçmeye odaklandım. 

Terapistle ikinci görüşmem iyi geçti. Ödevi elimden geldiğince yaptım ve kendimi daha iyi hissediyorum. İnişler çıkışlar olmaya devam ediyor ama kendimi önceki kadar çaresiz hissetmiyorum. Daha gidecek yolum var ama yardım alınca döngüden çıkmak o kadar imkansız görünmüyor artık.

Bakalım... 


Salı, Kasım 04, 2025

Evi mok götürürken yan gelip yatasım var...

Evi şu an gerçekten mok götürüyor :( 

1 saat sonra dersim var ama dersim olmasa da evi temizlemedim çünkü hiiiiiiç istemiyorum. Şu an sadece tv karşısında boş boş yatmak istiyorum.

Offf kalkıp giyinmek ve okula gitmek zor zorundayım :(( Offff :(((



Çarşamba, Ekim 29, 2025

İnanılmaz!

Evrim'le Hayvan Çiftliği'ni dinliyoruz Stoytel'de. O kadar acayip hislerle dinliyoruz ki...

Napoleon nasıl manipülatif, gerçekleri nasıl çarpıtıyor; siyahı beyaz, beyazı nasıl siyah yapıyor... Ağzı iyi laf yapan Squealer (Cazgır diye çevrilmiş) aracılığıyla tüm hayvanları nasıl kandırıp mutlak kontrolü altında tutuyor... Dinlerken çıldırmamak işten değil.

Her şey o kadar tanıdık ki! Olan her şeyin suçlusu ya dış mihraklar ya da içerideki casuslar, hainler... Bir Stalinizm eleştirisi olarak değerlendirilen kitaptaki karakterlerin her biri aslında gerçek bir siyasi figürü temsil ediyor. 

Daha önce de defalarca kez yazdığım üzere 1984 başucu kitaplarımdan biri. Şimdi Hayvan Çiftliği de hemen yanına eklendi. Orwell'in gerçekleri hikayeye çevirip anlatmaktaki ustalığına hayranım. 1984'te gazeteleri, basılı kaynakları, belgeleri değiştirerek gerçekleri, geçmişi, günü ve geleceği değiştiren diktatör kafası, Hayvan Çiftliği'nde de karşımıza çıkıyor. Hayvanlar kendi gözleriyle şahit oldukları gerçeklikten şüpheye düşürülüyor beyaz siyah, siyah da beyaz oluyor anlatılan yalanlarla.

Tarih tekerrürden ibaret misali yıllar önce (1945) yazılmış bu hikayeyi dinlerken, olaylar bize hiç de yabancı gelmiyor.

Spoiler vermeden neyi ne kadar anlatabilirim emin değilim. Ama özetle söylemek istediğim şey, Hayvan Çiftliği'nin mutlaka okunması/dinlenmesi gereken kitaplardan biri olduğu.




Pazartesi, Ekim 27, 2025

Ortaya karışık...

"Devamı haftaya..." Her bölüm sonunda bunu duymak iyiden iyiye hoşuma gitmeye başladı galiba :)) 

Tam şu an 47. bölümünü bitirdiğim Gaip'in sonunu çok merak ediyorum. Bakalım nasıl bitecek. 

...


Zaman çok hızlı!

Okulun 8.haftası; yazılı haftası geldi bile. Geçen hafta dinleme ve konuşma sınavlarını yapmıştım; haftasonu yazılıları hazırladım, bugün de okulda çoğaltıp hazırladım. 

7 - 17 Kasım ara tatil. Bir şeyler yapmak istiyorum ama Evrim pek hevesli değil. Şaşırdık mı? Hayır. Neyse buluruz ortak bir yol, uygun bir plan umarım.

...


Latte'ye yakala - getir oynamayı öğrettim. Oyuncağını atıyorum, koşup alıp geliyor. Benimle oyuncak için numaradan hırlaşıyor, vermeyecek gibi yapıp sonunda veriyor. Tekrar atıyorum, tekrar aynı çekişme. Nasıl hevesle koşup oynuyor görmeniz lazım :))


🐾 Pazar sabah 07.47 😴



Şu suratın tatlılığı nedir 🐾😍🧿

... 

Sonunda cumartesi günü gittik Avlu restauranta :) Arya gelmek istemeyince çok da ısrar etmedim. Karı-koca başbaşa gitmiş olduk :)


💗🧿💗🧿💗🧿💗




Çarşamba, Ekim 22, 2025

Gaip

Storytel'e sardım iyiden iyiye :)

Bu kez Şule Hocam'ın tavsiyesi ile Mahir Eriş'in kaleminden Beyti Engin'in seslendirdiği Gaip'i dinliyorum.

Bazı kelimeler, bazı cümleler, bazı tasvirler yer yer anlatılan durumlara göre biraz abartılı ama hikaye merak uyandırıcı. 20.bölüme geldim bile, toplam 52 bölüm var. Okula gidip gelirken ve Latte'yi yürüyüşe çıkardığımda dinliyorum ki o anlarda kitap okuyamayacağım için dinlemek şahane bir çözüm :)

Gaip'ten sonra Momemtos'un önerisi olan Rum Memet'i dinleyeceğim. Sonra da Sait Faik Abasıyanık'tan Şimdi Sevişme Vakti :) 


Latte ile akşam yürüyüşlerimizden kareler... 





Salı, Ekim 21, 2025

"Ben"cilim ve bu hiç utanılacak bir şey değil "ben"ce!

Okul çıkışı spora gittim. Zar zor bitirip eve geldim. Latte'nin yüzü şişmiş, üstümü değiştirip duş bile almadan geldiğim gibi Latte'yi alıp zorla sürükleyerek veterinere götürdüm. Latte, veterinerin yerini biliyor, oraya gittiğimizi anlayınca tüm gücüyle ters istikamete gitmeye çalıştı. Neyse zorla gittik veterinere, arı sokmuş muhtemelen diye iğne yaptılar. 

Önce arı sokmuş üstüne de iğne oldu; teselli edeyim diye yeni oyuncak alıp sahile götürdüm Latte kuzu(?!)sunu. Neşesi yerine gelene dek koşturduk oynadık. Hava buz, üşüdüm yoruldum. Eve gelince yarım saat sıcak duşun altında kaldım. 

Şu an sadece Fındıklı'daki Avlu restauranta gitmek; soslu ciğer, Avlu spesiyal ve gavurdağ salatası söyleyip yanına da bi' küçük altın seri açmak istiyorum.

Ama... 

Ama ya işte!

Evrim dershanede, Arya odasında, Latte mutfakta... Evrim eve gelince, saat kaç, ben zaten yorgunum diyecek; Arya gelmek istemeyecek, başka bir ilçeye gideceğimiz için evde yalnız kalması da beni huzursuz edecek; hadi bunu halletsek bu sefer de Latte'nin yürüyüşe çıkarılması gerekecek...

Şeytan diyor, bin arabaya git tek başına! Ama istediğim bu değil. Ben Evrim'le gitmek ve birlikte güzel vakit geçirmek istiyorum. Evrim de seve seve benimle gelsin, o da keyif alsın istiyorum. Eminim, "Bugün olmaz, çok istiyorsan cumartesi gidelim" diyecek. Cumartesi değil, şimdi gitmek istiyorum.

Tüm bencilliğimle tam şu anda gitmek istiyorum!



Çarşamba, Ekim 15, 2025

Off ki offf!

Ayyy içim şişti yeminle!

Vatan, Millet, Samatya'yı dinliyorum Storytel'den. Delirmemek işten değil!

Daha ilk bölümdeyim. Umarım korktuğum şey olmaz :(


Bu dinleme işi bu kez sardı beni galiba :) 2 günde 3. kitabı dinliyorum. Lucky'den sonra Anarşık'ı dinledim. Kitap İzmir'de, memleketimde, başlayıp Artvin, Şavşat'ta bitiyor ve hatta içinde Hopa bahsi bile geçiyor :) Yani doğduğum yerden başlayıp şu an yaşadığım yerde bitiyor hikaye :) 

Kitap dinlemek, seslendiren iyiyse bir çeşit radyo tiyatrosu gibi :) Evrim de dinliyor benimle, o yokken dinlediğim kısımları da soruyor öğreniyor mutlaka :))

Şimdi balkonda oturdum, Latte ile birlikte dinleyeceğiz :) - derken karşıdan bir elektrikli biçiçi sesi gelmeye başladı :(




🧿🐾 Gelip kıvrılıveriyor ayağımın dibine 🐾🧿


Olmadı...

Yazmayalı 1 aydan fazla olmuş. Bu sürede çok şey değişti. Aynı anda hem antidepresan kullanmaya hem de haftalık psikoterapi almaya başladım....